Fatma Özbay

FATMA ÖZBAY

Fatma Özbay 1964 doğumlu. İzmir Şakran Kadın Kapalı Cezaevinde tutsak. 2018 yılında Erzurum E Tipi Cezaevinde kalırken memesinden sarı bir sıvı geldiğini belirtiyor ve hastaneye sevkinin yapılmasını istiyor. İkinci dilekçesinden sonra ancak hastane sevki yapılıyor. 2018’de Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 3 ay süren tetkiklerden sonra Fatma’ya üçüncü evre kanser teşhisi konuyor. Fatma burada 8 seans kemoterapi ardından 25 seans radyoterapi alıyor, sol memesi ve lenfleri burada alınıyor. Kanserin rahime, kemiklere veya karaciğere sıçrama riskine rağmen birkaç ayda bir film çekilmesinin dışında herhangi bir tedavi uygulanmıyor. Memede 3 santimetre çapındaki kitle nedeniyle uzun süre sol kolu işlevsiz kalıyor. 

Kendine bakamayacak durumdaki Fatma’nın refakatçisi kendisi de kanser olan ablası Gülser Özbay ise İzmir Şakran Cezaevi’ne gönderiliyor. Fatma da sevkini Şakran’a istiyor ancak uzun süre gönderilmiyor. Fatma’nın defalarca talepte bulunması ve konunun kamuoyunda da duyulmasıyla ancak 5 Ocak 2020’de Fatma’ Şakran’a ablasının yanına gönderiliyor.

Şakran Kadın Cezaevinde pandemi döneminde 7 ay boyunca doktora sevk edilmiyor, bu nedenle kanser tedavisinde kullandığı ilaçları için reçeteler yazılamıyor. Gördüğü tedavinin sonucunda bağışıklık sistemi zayıflamış olan Fatma’nın ayrıca kalp, tansiyon, astım, kadın hastalıkları gibi rahatsızlıkları sonucunda risk altında bulunması nedeniyle derhal tahliye edilmesi gerekirken Adalet Bakanlığı’na, İl Sağlık Müdürlüklerine ve Meclis’e yazılan mektup ve dilekçeler cevaplanmıyor.

Pandemi sürecinde geçen 7 ayın ardından nihayet İzmir Katip Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sağ memesindeki ağrının tespiti için muayene edilmek üzere götürülüyor. Ancak burada ultrason ve mamografi çekimleri istenmesine rağmen ‘hastanede bilgisayar sisteminin çöktüğü’ gerekçesiyle biyopsi işlemleri yapılmıyor. Hayatını tek başına idame ettiremediği için arkadaşlarının yardımıyla yaşamını sürdüren Fatma hastaneden cezaevine getirildiğinde ise siyasi tutsakların koğuşundan uzak tek başına üç kişilik pandemi koğuşunda kalmaya mecbur bırakılıyor. Ablası Gülser’in refakatine izin verilmezken ancak üç gün sonra hastaneye gönderilen siyasi tutsaklardan biri kendisine refakatçi oluyor.

Fatma’nın hastalıkları nedeniyle iyi beslenmesi gerekirken cezaevinde besin değeri düşük ve çok yağlı gıdalarla beslenmesi sonucunda vücudunda kızamığa benzer sivilceler çıkıyor ve yaralara dönüşüyor. Sağ memesindeki durum devam ederken karaciğeri ile ilgili şikayetleri de ortaya çıkıyor. Ancak tam da bu süreçte tedavi hakkını talep ederken Fatma’ya Erzurum Cezaevindeyken koğuşta ‘tığ bulundurmak’ gerekçesiyle daha önce verilen bir disiplin cezası gerekçe gösterilerek 13 gün hücre cezası infaz ediliyor.

Halen hormon bazlı tümör nedeniyle ilaç tedavisi görüyor. Zaman zaman ilaç temin etme sorunu yaşıyor. Gördüğü tedavinin yan etkisi olarak sol göz retinası yırtılıyor ve lazer ile operasyon yapılıyor. Şimdi sağ gözünde de ara sıra bazı siyah notlanmalar oluyor. Halihazırda var olan kemik erimesi Meme CA tedavisi nedeniyle daha da ilerliyor. Buna dair ilaç tedavisi devam ediyor. Yakın zamanda sağ boğazda nodül tespit ediliyor. 6 aylık kontrol veriliyor. Sürekli baş dönmesi yaşıyor. Teşhis için yapılması gereken baş hareketlerini retina ameliyatı olduğu için yapamıyor. Vertigo olabileceği düşünerek tedbir için vertigo ilaç tedavisi de yapılıyor. En son bilgisayarlı tomografide akciğerde leke görülüyor, radyoterapi nedeni ile oluşmuş olabileceği söyleniyor ve 6 aylık kontrol veriliyor. Karaciğerde de leke görülüyor. Ancak takibi gereken bir durum olmadığı söyleniyor. Ayrıca kronik migren rahatsızlığı var. 

Anne ve babasını cezaevinde kaldığı süre içerisinde kaybeden Fatma’nın ailesinden tek görüşçüsü ise ablası. Ancak o da Ağrı’da yaşadığı için ziyaret edebilmesi mesafeler nedeniyle çok seyrek gerçekleşiyor.

Diyarbakır, Midyat, Bayburt, Erzurum ve Şakran cezaevlerinde 28 yıl geçiren Fatma’nın bir memesi alınmış durumda ve kanserin karaciğerine, kemiklerine veya rahmine metastaz yapma şüphesi var. Buna rağmen birçok defa tedavisi aksatılarak tedaviye erişim hakkı engelleniyor ve yaşamı riske atılıyor, hatta hücre cezası bile veriliyor. Oysa Fatma’nın derhal tahliye edilerek insanca tedavi görebileceği koşullara kavuşması gerekiyor. Devlet hastanelerinin verdiği raporlara rağmen kendisinin ve avukatlarının Adalet Bakanlığı, İl Sağlık Müdürlükleri ve Meclis’e gönderdiği mektup ve dilekçeler yanıtsız bırakılıyor. 

Yorum bırakın